Si le ronflement et l’apnée du sommeil, qui signifie l’arrêt de la respiration pendant le sommeil, ne sont pas traités, ils peuvent provoquer des maladies qui affectent gravement la qualité de vie.
Qu’est-ce que la chirurgie de traitement du ronflement (UPPP) ?
UPPP (Uvulo Palato Pharyngo Plasty) est le nom de la chirurgie réalisée pour éliminer le ronflement et les troubles de l’apnée du sommeil. Le but de l’UPPP est d’ouvrir les voies respiratoires rétrécies en réduisant la luette.
Le but principal de la chirurgie UPPP est de traiter le ronflement. À mesure que la difficulté à respirer pendant le sommeil s’aggrave, elle entraîne des problèmes qui affectent sérieusement la qualité de vie.
L’apnée du sommeil est l’interruption du sommeil due à un blocage complet ou partiel des voies respiratoires dû à une diminution des niveaux d’oxygène pendant le sommeil. Ces blocages constituent la forme la plus grave de ronflement. Si l’apnée du sommeil, c’est-à-dire l’arrêt de la respiration pendant le sommeil, n’est pas traitée, elle peut provoquer de nombreuses maladies, notamment des maladies cardiaques.
Certains des symptômes de l’apnée du sommeil sont :
- Ronflement
- Pauses respiratoires notables pendant le sommeil
- Se réveiller avec un mal de tête et un mal de gorge
- Bouche sèche
- Difficulté à respirer au réveil
- Distraction, somnolence
Quelles sont les causes de l’apnée du sommeil ?
L’apnée du sommeil se produit lorsque les muscles de la gorge se relâchent. Ces muscles détendus se contractent avec la respiration, ce qui rend la respiration difficile pour la personne. Cela provoque une baisse du niveau d’oxygène dans le sang, provoquant la sensation d’être incapable de respirer. En conséquence, la respiration ne revient à la normale que lorsque la personne se réveille.
L’excès de poids, des amygdales plus grosses que la normale et une langue rétractée sont parmi les causes de l’apnée du sommeil et du ronflement. Des anomalies congénitales ou acquises peuvent également provoquer une apnée du sommeil dans certains cas.
Comment le ronflement et l’apnée du sommeil sont-ils diagnostiqués et traités ?
Un examen détaillé est effectué pour diagnostiquer ce trouble, qui constitue le domaine d’intérêt du service ORL. Après avoir écouté les antécédents du patient, un test du sommeil est effectué pour mesurer les niveaux d’oxygène, la fréquence cardiaque, les ondes cérébrales, la tension musculaire et l’activité respiratoire. Grâce au test du sommeil, l’apnée du sommeil peut être déterminée dans toute son étendue.
Comment se déroule la chirurgie UPPP ?
Il est possible d’éliminer le ronflement et l’apnée du sommeil en retirant l’épiglotte, les amygdales et même une partie du palais mou, qui sont la cause de vibrations dans les tissus mous en raison de l’espace étroit qui empêche la respiration.
La chirurgie UPPP est préférée car le risque de saignement est faible et le patient récupère rapidement.
Processus post-chirurgie UPPP
Après une chirurgie de l’apnée du sommeil, selon l’état du patient, celui-ci peut rester à l’hôpital pendant une nuit ou sortir après 4 à 5 heures. Les patients doivent suivre un régime liquide pendant 1 à 2 jours, suivi d’un régime mou pendant quelques jours supplémentaires, selon les directives de leur médecin. Après une chirurgie UPPP, ils peuvent ressentir des symptômes tels que des maux de gorge et des douleurs aux oreilles, qui diminuent de jour en jour pendant 5 à 6 jours.
Existe-t-il des risques liés à la chirurgie UPPP ?
Au cours des dernières années de la chirurgie de l’apnée du sommeil et du ronflement, les tissus du palais mou, de la luette, du pharynx et de la base de la langue qui ont été reconstruits par chirurgie peuvent subir un relâchement et une croissance répétés en raison du vieillissement, de la prise et de la perte de poids ou d’autres troubles, et le ronflement et l’apnée du sommeil peuvent réapparaître. Il ne faut cependant pas oublier que retarder le traitement de telles plaintes en raison de cette possibilité peut conduire à des résultats beaucoup plus risqués.
Latincede burun anlamına gelen Rhino kelimesinden türetilmiş olan Rinoplasti, estetik burun ameliyatının estetik/plastik/rekonstrüktif cerrahi literatüründeki adı ve dünya genelindeki yaygın kullanım şeklidir.
Temel amacı burun görüntüsünü yeniden biçimlendirmek üzerine kuruludur. Özellikle hasta bakımından rinoplasti, büyük oranda burnun görüntüsüyle ilgilidir fakat cerrah açısından estetik düzenleme rinoplastinin en önemli kısmı olmakla birlikte tek konusu değildir.
Burun estetiği ya da literatürdeki adıyla rinoplasti burun sırtı, burun ucu, burun boyu ve büyüklüğü ile ilgili görsel şikayetleri gidermek üzere, açık ya da kapalı tekniklerle gerçekleştirilebilen cerrahi uygulamadır. Burun, hastanın beklentisi dikkate alınarak, yüz hatları ile uyumlu olacak şekilde, yeniden biçimlendirilir.
Düzgün ve yüzün anatomik yapısı ile uyumlu bir buruna sahip olmak, altın oran olarak bilinen güzellik ölçüsüne yakın bir yüz ifadesi elde etmemizi sağladığından, burun, yüzün estetik görüntüsünde önemli kıstaslardan biridir.
Bu nedenle kozmetik amaçlı operasyonlar arasında burun estetiği ameliyatı, tüm dünyada en çok gerçekleştirilen estetik operasyonlar içinde ilk sıralarda yer alır.
Burun koku duyumuzu çalıştıran, nefes alan, hareketli, aynı zamanda ısıdan etkilenen; kemik, kıkırdak ve yumuşak dokulardan oluşan son derece kompleks bir yapıdır. Rinoplasti tüm bu parametreler gözetilerek gerçekleştirilen, estetik ve efektif boyutları aynı derece önemli olan estetik ve fonksiyonel cerrahi uygulamalarını kapsar.
Burun estetiği, kapalı rinoplasti ve açık rinoplasti olmak üzere iki temel yaklaşımla gerçekleştirilir. Ameliyatın açık mı yoksa kapalı yöntemle mi yapılacağı ve hangi tekniklerin kullanılacağı, her rinoplasti hastasında kişiye özel olarak planlanır.
Burun sırtının biçimi, cilt yapısı, burun ucunun mevcut durumu, burnun hacmi ve yüze oranı gibi birçok estetik değerlendirmeye bağlı olarak, en doğru formülü oluşturmak, başarılı bir burun estetiği ameliyatı gerçekleştirmeyi yarı yarıya garanti altına almak demektir.
Rinoplasti başlığı altında Tipplasti/burun ucu estetiği, revizyon rinoplasti, açık teknik septoplasti gibi alt dalları da olan rinoplasti ameliyatları, lokal ya da genel yaklaşımlar dahilinde farklı teknik ve yöntemlerle, çok çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilir.
Rinoplasti Ameliyatlarında Kullanılan Cerrahi Teknikler
Açık rinoplasti ve kapalı rinoplasti, burun estetiği ameliyatlarında kullandığımız iki temel tekniktir.
Burun anatomisi, cilt yapısı ve diğer estetik parametreler göz önünde bulundurularak açık ya da kapalı burun estetiği ameliyatlarından uygun olanı, hastanın talebine en yakın sonu elde edecek şekilde, cerrah tarafından belirlenir.
Açık Burun Estetiği Nedir, Nasıl Yapılır?
Tüm dünyada gerçekleştirilen burun estetiği ameliyatlarının yüzde yetmişlik bir kısmı açık teknikle yapılmaktadır. Bunun nedeni, kapalı rinoplasti her burun için uygun yöntem değildir. Açık rinoplasti burun anatomisini görerek müdahale etme şansı verdiği için operasyonun olanaklarını genişletir ve kalın derili burunlarda bir miktar yumuşak doku alma imkanı sağlar.
Özellikle kalın derili burun ameliyatlarında, büyük ve yüksek kemerli burunlarda açık rinoplasti tercih edilir. Gene de ameliyat yöntemi, doktorlar arasında tartışmaya açık bir konudur.
Estetik burun ameliyatında yakın zamana kadar tek geçerli yöntem olan açık burun ameliyatı, klasik rinoplasti yöntemidir. Burun altından açılan kesilerle cilt kaldırılarak, genel anestezi altında yapılır.
Açık rinoplasti ameliyatı ile burun kemiği ve kıkırdak dokular yeniden şekillendirilir, burun içi kemik ve kıkırdak eğriliği dediğimiz deviasyon ya da burun eti gibi solunum sorunlarına yol açan fonksiyonel problemler ortadan kaldırılmaktadır.
Burun ucu estetiği, burun kemeri estetiği, burun küçültme, burun kısaltma, burun ucu kaldırma, burun eğriliği gibi çok çeşitli problemlerin giderilmesinde açık rinoplasti ameliyatları uygulanmaktadır.
Önemli olan doğru burun için doğru tekniğin seçilmesi ve mümkün olan en iyi şekilde operasyonun gerçekleştirilmesidir.
Açık Rinoplasti Avantajları:
Açık rinoplasti, burun anatomisini tıpkı bir lego gibi yeniden kurma imkanı verir. Kemik, kıkırdak ve bağ dokuları yeniden kurgulamak istediğimizde, açık yöntem tercihimizdir.
Kapalı rinoplasti tekniğine göre açık rinoplasti yönteminden hakimiyet alanımız daha rahattır. Açık burun ameliyatında çalışmak kolay olduğundan burna dileğimiz şekli verebiliriz ve fonksiyonel olarak kusursuz çalışan bir burun yapabiliriz.
Açık burun ameliyatı sonrası iz, çıplak gözle görülemeyecek kadar zayıftır. Burun altındaki bu küçük kesi, ancak çok yakından bakıldığında fark edilir. Bu yanıyla da kapalı yöntemden çok büyük bir farkı yoktur.
Açık Rinoplasti Dezavantajları:
Kapalı yönteme göre doku travması fazladır. Açık rinoplasti sonrası ödem, morluk, şişlik kapalı yönteme göre daha sık olur. Burun ameliyatı sonrası şişlik, çok normal bir sonuçtur. Cilt yapısına ve gerçekleştirilen operasyonun içeriğine bağlı olarak şiddeti her vakada değişir.
Kapalı Burun Estetiği Nedir, Nasıl Yapılır?
Kapalı rinoplasti tekniği, kesi açılmadan yapılır. Ufak müdahalelerle düzeltilmesi mümkün olan burunlarda, burun deliklerinden açılan küçük kesiler sayesinde kapalı olarak gerçekleştirilen estetik burun ameliyatı tekniğidir.
Burun ucuna müdahale gerektirmeyen, önden bakıldığında güzel göründüğü halde profilden yüksek ya da kemerli görünen burunlarda, kapalı burun estetiği ile burun sırtını düzeltmek mümkündür.
Kapalı Rinoplasti Avantajları:
Kapalı rinoplasti sonrası morarma ve şişlik daha az olur. İyileşme süreci açık burun ameliyatına oranla daha kısadır.
Kapalı Rinoplasti Dezavantajları:
Kapalı burun estetiği herkes için uygun yöntem değildir, burun ucunun yeniden yapılması gereken durumlarda açık burun ameliyatı geçerli cerrahi tekniktir.
Burun kemiğinden parça çıkararak uyguladığımız kapalı rinoplasti ameliyatı ile yapabileceklerimiz, teknik olarak sınırlıdır.
Rinoplasti Yaklaşım Yöntemleri
Rinoplasti ameliyatlarında, burun kemiği ve yumuşak dokulara şekil vermek üzere hem açık hem de kapalı yöntemde kullandığımız 4 teknikten söz edebiliriz:
Ultrasonik Rinoplasti (Piezo Tekniği)
Piezo yöntemi ile burun estetiği hem açık hem kapalı rinoplasti de kullanılmaktadır. Burun kemiğini şekillendirmede kullandığımız bu teknik, burun estetiğinde ameliyat travmasının azalmasını sağlar.
Ultrasonik rinoplasti uygulamasında kullanılan piezo alet, ameliyat sırasında burun kemiklerine şekil verirken, yumuşak dokulara, damarlara ve sinirlere zarar vermez.
Piezo burun estetiği ile ince derili burunlarda ışık kırılmalarını reflekte edecek şekilde burun ucunda prizmatik kıvrımlar elde edebiliriz. Kalın derili burunlarda burun ucu ameliyatı sayesinde yumuşak dokuyu belli bir miktar inceltebiliriz.
Konvansiyonel Rinoplasti (Klasik Rinoplasti)
Klasik rinoplasti dediğimiz konvansiyonel estetik burun ameliyatı, hem açık hem de kapalı rinoplastide kullanılan, geleneksel yöntemdir.
Mikrotur Rinoplasti
Ameliyat sırasında düşük frekanslı ve yüksek frekanslı elmas ve karbit tur uçları kullanılarak burun kemiklerinin kırılmadan şekillendirilmesi ve fazlalıklarının alınması yöntemidir. Seçili vakalarda çok iyi sonuç verir. Her buruna uygulamak mümkün değildir.
Kombine Rinoplasti
Kombine rinoplasti, rinoplasti ameliyatlarında iki farklı prosedürü ifade etmek için kullandığımız bir terimdir.
Ultrasonik, mikrotur ve klasik yöntemleri birleştirerek uyguladığımız cerrahi yaklaşım, kombine rinoplasti olarak ifade edilir. Hem piezo hem de tur, aynı anda kullanılabilecek cihazlardır. Deneyim ve teknolojinin bir araya gelmesi, her hastayı aynı teknikle ameliyat etmek yerine, kişiye özel yaklaşımlar planlama imkanı verir. Böylece maksimum fayda sağlayacak prosedürler kurgulayabiliriz.
Burun Estetiği Ameliyatı Çeşitleri
Burnun yapısı, işlem uygulanacak bölgesi, kaçıncı ameliyat olduğu ve işlem yöntemine göre değişen burun estetiği ameliyatı çeşitleri.
Septoplasti (Deviasyon Ameliyatı)
Septoplasti, deviasyon dediğimiz burun içindeki bozuklukların giderilmesi amacıyla gerçekleştirilen burun ameliyatıdır. Deviasyon ameliyatlarında burnun dış görüntüsüne müdahale edilmez.
Septum, burnun iç kısmında yer alan ve simetrik olarak burnu ikiye bölen, kısmen kemik kısmen kıkırdaktan oluşan yapının adıdır. Doğuştan ya da zaman içerisinde geçirdiği travmalar nedeniyle bu yapının eğrilmesine septum deviasyonu, bu eğriliği düzeltmek için yapılan operasyona da septoplasti denir.
Deviasyon/septoplasti sonrası dış görünüş ile ilgili herhangi değişiklik söz konusu değildir. Tamamen fonksiyonu iyileştirmek için yapılan cerrahi müdahaledir. Morluk ve şişlik olmaz.
Septorinoplasti
Septorinoplasti de ise sadece fonksiyonel olarak değil biçimsel olarak da düzeltilen burnun hem estetik olarak yüze uygun olmasını hem de fonksiyonel olarak optimal düzeyde çalışmasını hedefleriz.
Tipplasti (Burun Ucu Estetiği)
Tipplasti, sadece burun ucu cerrahisidir. Burun ucu düşüklüğü, burun ucu eğriliği gibi sorunları ortadan kaldırmak için burun ucuna yönelik operasyonları kapsar.
Burun ucundaki kusurlardan kurtulmak isteyen fakat burun sırtında memnun olan hastalarda da tipplasti son zamanlarda yaygın olarak uygulanır hale gelmiştir.
Burun ucu estetiği, burun ucunu oluşturan kıkırdak yapının yeniden biçimlendirilmesini gerektirdiği için genellikle açık tipplasti yöntemi kullanılır. Düşük burun ucu kaldırılır, eğrilikler düzeltilir, burun ucu büyükse küçültülür, asimetri sorunları giderilir, dudak ve burun ucu mesafesi estetik orana yaklaştırılır.
Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi/FESS Sinüzit Ameliyatı
Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS) yüzümüzde bulunan ve çok ciddi bir anatomik nokta olan sinüslerde, endoskopik sistemlerle elde edilen görüntüler monitörden izlenirken küçük ve hassas cerrahi aletler kullanılarak yapılan bir başka burun ameliyatı türüdür.
Revizyon Rinoplasti
Daha önce rinoplasti geçirmiş hastaların, estetik görüntüden hoşlanmadıkları için ve/veya burnun fonksiyonel yetersizliklerinden rahatsız olmaları nedeniyle ya da her iki şikayetin aynı anda söz konusu olmasına bağlı olarak, burun ameliyatının tekrar edilmesini gerektiren durumlarda yapılan ikinci burun ameliyatı, revizyon rinoplasti olarak geçer.
Ameliyatsız Burun Estetiği
Enjeksiyon burun estetiği şeklinde de tabir edilen ameliyatsız burun estetiği, cerrahi bir işlem değildir. Burnun şekilsel bozukluklarını düzeltmeye yarar. Günümüzde ameliyat korkusu olan bireylerin, giderek daha çok tercih ettiği bir yöntemdir. Burun orta hattında yer alan problemleri gidermek için kullanılır. Profil görüntüsünde belirgin bir iyileşme ve düzelme sağlar.
Etnik Rinoplasti
Burun şekli ve yüz yapısı, iklime ve coğrafi koşullara göre değişiklikler gösterir. Etnik rinoplasti, Uzak Doğulu ya da Afro-Amerikan bireylerin, zayıf kıkırdak yapılı küçük burunlarının, yüz hatları ile uyumlu olacak şekilde, belirgin ve daha büyük görünmesini hedefleyen, estetik yaklaşımdır.
Etnik rinoplasti operasyonu ile geniş burun delikleri küçültülür. Sığ burun kökü ve burun sırtı kıkırdak greftler ile desteklenir. Düşük burun ucu optimum seviyeye getirilir. Tüm bunlar yapılırken çene ve alın bölgesi ile uyumlu bir görüntü elde etmek, gözetilir.
Kıkırdak desteğinin zayıf olması temel problem olduğundan, güçlü kıkırdak destekler elde etmek amacıyla, genellikle kişinin kendi kıkırdak dokusu kullanılır. Nadiren kadavra kıkırdakları da kullanılabilmektedir. Ciddi bir deneyim ve hassasiyet isteyen etnik rinoplasti ameliyatlarında yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkündür.
Burun Problemine Göre Rinoplasti Türleri
Eğri Burun Estetiği
Eğri burun, karşıdan bakıldığında sağa veya sola kayan ya da ikisini bir arada içeren s şeklinde eğrilikler oluşturan, deforme burun biçimidir.
Düzeltmek oldukça meşakkatli ve zor bir iştir. İnce ve titiz bir çalışma ile arzu edilen kırıklar oluşturarak ve bir takım greftler kullanarak, burnu orta hatta getirmeye gayret gösteririz.
Bu tip burunlarda genellikle tercih ettiğimiz yöntem septorinoplasti cerrahi işlemidir.
Kemerli Burun Estetiği
Burun kemeri, profil görüntüsünü deforme eder. Kemerin yükseklik derecesine bağlı olarak bu deformitenin yol açtığı estetik efektin şiddeti değişir. Gözler, çene ucu ve dudakların duruşu, büyük bir çıkıntının gölgesinde kalır ve olduğundan farklı görünürler.
Genellikle ergenlik döneminde, sonradan ortaya çıkan burun kemeri, giderek büyüyebilir ve burun kusurları arasında en çok rahatsız eden şey, burun kemeridir.
Burun kemerini açık burun estetiği ya da kapalı rinoplasti ameliyatı ile düzeltebiliriz. Kişiye uygun teknikle gerçekleştirilen burun ameliyat sonrası profil görüntüsü tamamen değişir.
Burun sırtındaki kemerin gitmesi ve burun ucunun yeniden konumlanması sayesinde kaş arasından çene ucuna kadar ki hatta, estetik olarak kusursuz bir çizgi elde etmiş oluruz.
Kırık Burun Ameliyatı
Fiziksel müdahale, darbe, trafik kazası gibi travmalar sonucunda burnun işlevsel ve biçimsel olarak yeteneklerinin zayıflaması veya tam anlamıyla kaybolduğu tip burunlardır.
Burun Deliği Problemleri
Karşıdan bakıldığında burun deliği kenarlarında görülen çentiklenmeler ve burun deliklerinin belirgin şekilde görünür olması, burun ucu kıkırdağının kaymasına bağlı olarak çok belirgin burun deliği asimetrileri, burun kanatlarının çok yayvan ve/veya geniş olması gibi problemlerin düzeltilmesi, burun deliği estetik problemleri dahilinde değerlendirilir.
Nefes Alamayan Burun
Burun içi kemik ve/veya kıkırdak eğriliklerine bağlı olarak burnun içindeki konkaların şişmesi, patolojik bir bulgu olan poliplerin varlığı, sıkılmış burun görüntüsüyle beraber ortaya çıkan valf problemleri, burundan nefes alma güçlüğüne yol açan belli başlı sorunlardır.
Doğru bir ameliyat öncesi süreci ve planlaması ile rinoplasti işlemi sırasında bu sorunlar giderilir.
Düşük Burun Ucu (Tipplasti)
Yandan bakıldığında, burun tabanından burun ucuna kadar olan yüksekliğin, dudaklarla belli bir açı yapması gerekir. Bu açının daralması, burun ucunun dudağa yakınlaşması ile belirgin hale gelir. Uzun burunlu hastalarda bu açının daraldığını net olarak gözlemlemek daha kolaydır.
Tipplasti ameliyatı ile düşen burun ucunu, olması gereken anatomik pozisyona getirerek hem görsel hem de fonksiyonel iyileşmeyi belirgin şekilde düzeltmek mümkündür.
Gergin Burun
Burnun kıkırdak ve kemik bölgede kemer oluşturacak şekilde yükselmesiyle burun ucunu uzun ve düşük gösterecek bir biçim alması ile karakterize durumdur.
Kısaca, zarfına büyük gelen bir mektup görüntüsü şeklinde tanımlanabilir. Hastaların çoğunda, yandan bakıldığında kanca görünümlü bir burun sırtı söz konusudur.
Problemi doğru tespit ederek anatomiye uygun bir şekilde burun kıkırdak ve kemik yapısının cilde uygun hale getirilmesi sayesinde istediğimiz görüntüyü elde edebiliriz. Bir diğer tabirle, gergin burun ameliyatı, elbiseyi, vücuda adapte etme biçimidir diyebiliriz.
Geniş Burun
Burun olması gerekenden genişse, yüzün estetik olarak çekici ve güzel bulunması noktasında belirleyici ve evrensel kıstas olan altın oranda sapma meydana gelebilir.
Örneğin, burun kanatlarının duruşu iki göz arası mesafeyi aşıyorsa ki, bu durum etnik burunlarda ve burun yüksekliği kısa olduğunda veya travmatik burunlarda sıkça görülür, burun kanatları yayılır ve kalınlaşır. Bu da oldukça büyük burun deliklerine neden olur ve altın oran bozulur.
Aynı şekilde problem doğru tespit edilip, doğru teknikler ve estetik yaklaşımlar ile burun kanatlarında istediğimiz görüntüye ulaşabiliriz. Bazen burun genişliği sadece burun kemiklerinin genişlemesi nedeniyle oluşabilir, bu durumu da yan duvar estetikleri ile gidermek mümkündür.
İnce Derili Burun Estetiği
Bazen burnun cildi o kadar incelir ki alttaki kemik ve kıkırdak iskeleti tümüyle ortaya çıkar. Bu nedenle ince derili rinoplasti ameliyatlarında dikkatli çalışmak önemlidir. Küçük kusurların çok büyük görüneceğini unutmadan maksimum hassasiyetle ve doğru greftleme yöntemleri ile gerçekleştirilmelidir.
Kalın Derili Burun Estetiği
Hasta sahip olduğu cilt yapısını değiştiremeyeceği için öncelikle mevcut durumu kavramalıdır ki, bu noktada hekimin sorumluluğu artar. Gerçekçi bir beklenti noktasında doktor ve hastanın birbirinin anlaması son derece önemlidir. Aksi halde hayal kırıklıkları yaşanabilir.
- Kalın derili ama estetik olarak son derece güzel görünen bir buruna sahip olmak gayet mümkündür.
- Kalın derili hastalarda, cildi olabildiğince inceltip cilt altı dokuyu fizyolojik sınırlara indirgemek ve doğru kıkırdak greft tekniklerini kullanarak belirgin tip definasyonu elde etmek mümkündür.
Bazı hastalarda ameliyat sonrası iyileşme sürecini, cilt altı enjeksiyonları ile desteklemek gerekebilir.
Erkek Burun Estetiği
Burun estetiği erkek için o kadar da önemli değil gibi düşünülür oysa burnundan memnun olmayan fakat estetik ameliyat olmaktan çekinen birçok erkek, sonucun doğal olacağından emin olsaydı, burnunu yaptırmak isterdi…
Erkekler arasında burun estetiği yaptıranların sayısı hala daha kadınlara göre çok düşüktür fakat her geçen gün çoğaldığını söyleyebiliriz.
Genellikle çok uzun, çok büyük burunlar, belirgin bir şekilde deforme ya da ekstrem derecede kemerli burunları olan erkekler, burun estetiği için doktora başvurmaktadır. Ufak kusurlar, erkek yüz hatları içinde estetik olarak tolere edilir fakat kusursuz bir burun hayal eden erkekler de açık ya da kapalı rinoplastinin tüm imkanlarıdan yaralanabilirler.
Erkek hastada burun estetiğinin anahtar noktası maskülen görüntüyü korumaktır ve erkeklerde burun estetiği yapılırken dudak ile burun arasındaki açının 95 dereceyi geçmemesine özen gösterilmelidir.
Kadın Burun Estetiği
Kadınlarda burun estetiği, birçok farklılıklar barındırır. Yüzü, altın orana yaklaştırmak temel hedeflerden biri olmakla birlikte, hastanın istekleri, kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalmak koşuluyla, önemsenmelidir.
Bazı hastalar oldukça kalkık, fazla kavisli, estetik olduğu belli olan, fındık gibi burunlar isterken bir grup hasta, dikkat çekmeyen doğal burunları tercih etmektedir.
Kadınlarda burun dudak açısı, 105 dereceye kadar normal kabul edilir fakat 115 dereceye kadar zorlandığı vakalara sıkça rastlanmaktadır. Barbie burun, Hollywood burun, iş kadını burnu, fındık burun, prenses burnu gibi terimlerle tanımlanmaya çalışılan, oldukça geniş yelpazede kadın burun tipi vardır.
Kadın burun estetiği planlamadan önce hastanın beklentisi, nasıl bir burun istediği çok iyi anlaşılmalı ve analizler titizlikle yapılmalıdır.
Sadece burun analizi değil, yüz analizi de yapmak gerekir. Çene, yanak, elmacık kemiği, alın gibi bölgelerdeki estetik uyumsuzluklar tespit edilmeli, ve çözüm formülleri önerilmek son derece önemlidir.
Rinoplasti öncesi sonrası, açık ve kapalı yöntemde farklı şekilde ilerler.
Burun Estetiği Öncesi
Rinoplasti öncesi detaylı muayene ve hastanın estetik beklentilerinin net olarak kavranması, sürecin en önemli ayağıdır. Ameliyatın içeriğine göre, açık ya da kapalı olarak hangi tekniklerle gerçekleştirileceği bu aşamada, hasta ile karşılıklı mutabakat sağlanacak şekilde belirlenir.
Burun Estetiği Sonrası
Burun estetiği sonrası bir gece hastanede gözetim altında geçirilir. Bu aynı zamanda ilk gecenin ağrısız ve konforlu atlatılması açısından hastayı rahatlatır. Buz uygulaması doğru şekilde uygulanır ve takip edilir. İkinci günden itibaren ağrı hafiflemeye başlar.
Kullanılan teknik, doktorun deneyimi, el becerisi, nasıl bir burun estetiği protokolü uygulandığı gibi birçok parametreye bağlı olarak burun estetiği sonrası burnun oturması ve burun estetiği ay ay değişimi, ufak farklar gösterir.
Başarılı bir burun ameliyatı sonrası, herhangi bir komplikasyon gelişmediği takdirde sürecin nasıl ilerlediğini, burun estetiği sonrası başlığı altında en çok sorulan sorularla cevaplayabiliriz…
Burun Estetiği Ne Kadar Sürer?
Burun estetiği cerrahın yöntem ve tecrübesi ile ilişkili olduğu kadar vakanın zorluğu ile de alakalıdır. Süre değişkenlik göstermekle beraber bizim pratiğimizde yaklaşık 2 saat civarındadır.
Burun Estetiği Sonrası Burun Ucu Top Gibi
Ameliyat öncesi nasıl bir burun ucu hayal ettiğimiz çok iyi anlamamız gerekir. Sivri veya yuvarlak burun ucu örnekleri gösterilip hastanın fikri sorulmalıdır ve doğru cerrahi yöntem uygulanmalıdır. Yine de bazı hastalarda ameliyat sonrası supratip ödem olabileceği unutmamalıdır. Bu durumda sabırla ödemin geçmesini beklemek doğru bir yaklaşım olacaktır.
Burun Estetiği Sonrası Burun Kanatlarında Asimetri
Burun kanatlarında asimetri dikkatle incelenmesi gereken bir konudur. Ameliyat öncesi analizinde ve çekilen fotoğraflarda bu patolojinin varlığına dikkat edilmelidir ve yüz asimetrisi araştırılmalıdır.